- Ana Sayfa
- Kurumsal
- Menu
-
- Bölümlerimiz
- Menu
-
- Hekimlerimiz
- Menu
-
- Galeri
- İletişim
- EN
- Ana Sayfa
- Kurumsal
- Menu
-
- Bölümlerimiz
- Menu
-
- Hekimlerimiz
- Menu
-
- Galeri
- İletişim
- EN
Yeme bozuklukları günümüz şartlarının güzellik algısına paralel olarak ilerleme gösterdiğini söylemek mümkündür. Özellikle kadınlarda zayıf olma arzusu, düzgün kusursuz fizik hayali arzu edilen çekiciliğin istenmesi bu hastalığın artmasındaki en büyük etkenlerinin arasındadır. Kilosu olan bireylerin yaşlarının daha büyük gösterdiği düşüncesi ya da zayıf görünmenin zarafetin simgesi olarak düşünülmesi özellikle genç kadınlarda zayıf kalması gerektiği ve yemesine içmesine dikkat etmesi gerektiği arzusuna yönlendirdiğini söyleyebiliriz. Modern çağın güzellik anlayışıyla, yeme bozukluklarının sıklıkla görünmeye başlaması birbirine paralellik göstererek artış göstermeye devam etmektedir.
Yeme bozukluklarının en temel psikolojik nedenlerine bakıldığında, bireyin sahip olmak istediği mükemmeliyetçilik algısına dikkat çekmektedir. Yeme bozukluğu olan bireyde diyet yapma, kilo kontrol çabası ve devamlı olarak fiziksel olarak görüntüsüyle meşgul olması mükemmeliyetçilik algısıyla örüntülü olduğu düşünülmektedir. Yeme bozukluğu tanısı almış olan hastalarda genelinde mükemmeliyetçi kişilik ve benlik anlayışı görülmektedir.
Yeme bozuklukları arasında en çok bilinen Anoreksiya, Nervoza ve Bulimia Nervozadır. Bunlardan da kısaca bahsedersek şöyledir;
Anoreksiya Nervosa yeme bozuklukları içinde ilk tanımlanmış hastalığımızdır. Burada kişinin boyu, yaşı, cinsiyeti ne olursa olsun kişi olması gereken sağlıklı kiloyu kabul etmez ve bedeni olması gereken kilo da dahi olsa bu kişiler bundan sürekli olarak rahatsız hisseder ve kilo alma korkusu yaşar. Bu kişilere baktığımızda zayıf olmalarına rağmen kilo almaktan aşırı derecede korktuklarını görürüz. Bu kişiler kilo vermeye başlasalar dahi kilo almaktan kaygı duyarlar. Kişilerde aşırı zayıflamasıyla farkedilebilir.
Bulimiya Nervosa genellikle genç ergenlik dönemlerinde sıkça rastlanan bir hastalıktır. Kişinin kendini kusturması genellikle tıkanırcasına yemek yedikten sonra görülen davranıştır. Bulimiya Nervosa’da da Anereksiya Nervosa hastaları gibi kilo kontrol sorunu görülür ve bu hastalarda utanırlar ve kendilerini kusturma davranışını uygularlar. Bulimiya Nervosa hastalarının kiloları genellikle normaldir. Çünkü ne kadar çok yemek yeseler de bu yeme tıkanırcasına da olsa yemenin ardından kendilerini kusturdukları için kiloları normal şartlarda olması gereken ağırlıkları içinde kalabilmektedir.
Evet mümkün.. tedavi uzman psikiyatrist ve uzman klinik psikolog öncülüğünde diyetisyen, ortopedi, endokrinoloji, fizyoterapist, hemşire gibi sağlık personelinin katkısıyla oluşturulan ekip çalışması gerektirir. Tedavide başarılı olmasında hastanın ve ailesinin tedaviye katılımı önemlidir.
Hastanın uygun bir beden ağırlığa gelmesinin fiziken ve ruhen etkileri açıkça anlatılabilmelidir. Hastanın ikna edilmesi ve hastalığının etkilerini fark etmesi sağlanmalıdır. Bireyin kimlik duygusunu ve öz saygısını geri kazanmasını sağlamak amacıyla psikoterapi seansları ailesi ile birlikte düzenlenebilir. Hasta istenilen ağırlığa geldiğinde hastaneden taburcu edilebilir ancak hastalığın nüksedebilme oranının yüksek olması nedeniyle sürekli kontrol altında tutulması önemlidir
Zamanın getirdiği şartlar, ruhsal olarak sağlıklı olma durumunun önemli olduğunu bizlere göstermektedir. Yaşamımız boyunca karşılaştığımız sorunlarla alakalı ‘’koruyucu’’ ve ‘’önleyici’’ çabalar sağlık alanını etkileyecek şekilde önemini artırmaktadır .
Ruh sağlığını, sağlık olarak bütünleştirmek mümkündür….
Kendinize iyi bakın, sağlıkla kalın…
Psikolog Kevser YILDIRIM