- Ana Sayfa
- Kurumsal
- Menu
-
- Bölümlerimiz
- Menu
-
- Hekimlerimiz
- Menu
-
- Galeri
- İletişim
- EN
- Ana Sayfa
- Kurumsal
- Menu
-
- Bölümlerimiz
- Menu
-
- Hekimlerimiz
- Menu
-
- Galeri
- İletişim
- EN
Merhaba ???? Bugün sizlere son günlerde adını sıklıkla duyduğumuz diyet modellerinden olan ketojenik diyet hakkında bilgi vermek istiyorum.
Basit tabirle vücudumuzda ana enerji kaynağı olarak yağ kullandığımız diyet modeli olarak tanımladığımız ketojenik diyet günümüzde popüler diyetler arasında yerini aldı. Peki bu diyet modelini nasıl uygularız, olumlu ve olumsuz yönleri nelerdir diye soracak olursanız gelin size bunları biraz açıklayalım,
Ketojenik diyet günümüzde popülerleşmesine rağmen aslında 1920’li yıllarda epilepsi hastalığının tedavisinde kullanılmaya başlanmış bir diyet modellerimizden biri. Diyetin mantığı ise şu şekilde: Vücudunuz enerji üretmek için ilk olarak glikoz gibi karbonhidratları kullanır. Beslenme sonucunda glikoz moleküllerinin artan yoğunluğu ile beraber yükselen insülin, hücrelere glikozun girmesini sağlayarak hücrelerimizi besler. Peki vücudumuza hiç glikoz sokmazsak vücudumuz yine de enerji üretebilir mi?
Cevabımız EVET. Eğer vücudumuz yeterli miktarda glikoz alamazsa ketozis dediğimiz metabolik bir reaksiyona baş vurur. Ketozis vücut yağ depolarının azalmasına yol açtığı metabolik bir reaksiyondur. Vücut, glikoz yerine, enerji kaynağı olarak yağ yakımı sonucu ortaya çıkan keton cisimlerini kullanır.
İşte çok düşük karbonhidrat ve yüksek miktar yağ alarak uygulanan, vücudun ana enerji kaynağı olarak glikoz değil, keton cisimlerini kullandığı bu diyet modeline ketojenik diyet diyoruz.
Ketojenik diyeti uygulayabilecek kişiler,
Bunun haricinde,
Keton cisimcikleri ile beyninize bir yönden daha fazla yakıt (ATP/ADP oranını arttırarak) sağlayarak dikkatli olmanızı ve daha hızlı ve etkin düşünmenizi sağlayabilir.
Alzheimer, Parkinson, Epilepsi ve birçok nörolojik hastalıkta tedaviye destek olarak kullanılır.
Diyabetli bireylerde kan şekerinin belirli aralıklarda tutulmasını sağlar.
Dayanıklılık sporu yapanlarda performans arttırıcı etkilerinin gözlemlendiği çalışmalar mevcuttur.
Kısa süreli yan etkiler olarak baş ağrısı, yorgunluk, ağız kokusu yaşayabilirsiniz.
Birçok meyve, baklagiller ve tam tahıllar kısıtlandığından vitamin ve mineral eksikliği yaşayabilirsiniz.
Tip-1 diyabetli bireylerde düşük kan şekeri riskini arttırabilir.
Öncelikle uyarmalıyım ki bu diyet modelini uygulamak istiyorsanız bir diyetisyen tarafından takip edilmenizde fayda var. Sizin için hangi besinden ne kadar tüketmeniz gerektiği konusunda en doğru bilgiyi ancak diyetisyeniniz bilebilir. Genel olarak burada amacınız yüksek yağ oranına sahip besinleri tercih etmeniz ve yüksek karbonhidrat oranına sahip besinlerden kaçınmak olmalı. Ketojenik diyette kullanabileceğiniz besinleri sıralarken ben tercih edebilecekleriniz ve tercih etmemeniz gerekenler olarak besinleri -kabaca- iki gruba ayırdım.
TÜKETEBİLECEKLERİNİZ | TÜKETMEMENİZ GEREKENLER |
Peynir ve çeşitleri | Meyveler |
Et çeşitleri ve yumurta | Ekmek vb. tahıllar |
Kuruyemişler | |
Süt ürünleri (soya sütü hariç) | |
Sağlıklı yağlar |
Özetle bu yazımda sizler için ketojenik diyeti genel hatlarıyla özetlemeye, kafamızda oluşabilecek soru işaretlerine değinmeye özen gösterdim. Daha ayrıntılı bilgi almak ve kendinize özgü diyet modelinizi oluşturmak için bana ulaşmayı unutmayın, sağlıklı günler ????
Dyt. Zeynep YAVUZ